Gebelik gerçekleştiği andan itibaren yoğun, yorucu ve hızlı bir yolculuğun sonunda ortalama 3 buçuk kilogramlık bir ağırlıkla bebek dünyaya geliyor. Küçük bir hücre kümesi olarak annesinin rahminde başlayan yolculuk, 9 aylık hamilelik sürecinde yüz özellikleri, kalp atışı ve tekmeleyen bacakları ile harika bir bebek haline geliyor. Anne rahmindeki yolculuğun her bir günü, her bir saati bile gelişimle dolu geçiyor, her hafta kendisine yepyeni değişimler ekliyor. İşte bu büyülü yolculuğa hafta hafta bakalım.

 

1. Hafta

Bebek mi, henüz bir bebekten bahsetmek mümkün değil. Teknik olarak bakıldığında anne adayı hamileliğin ilk haftasında olsa bile tam olarak bir hamilelikten bahsetmek mümkün değil. Aslında tam olarak bir gebelik gerçekleşmemiş olmakla birlikte, gebeliğin haftasını hesaplamak için anne adayının son adet tarihinin ilk günü kullanılıyor. Son adet tarihinin ilk gününden sonraki 40 haftaya kadarlık dönem gebelik dönemi olarak benimsenmiş durumdadır.

 

Bu hesaplamaya göre, sperm yumurtaya girmeden yaklaşık iki hafta önce hamilelik başlamış sayılıyor. Ancak eğer anne adayı idrarda gebelik testi yaptı ve pozitif sonuç aldıysa gebeliğin en az 4. haftasına gelmiştir.

 

2. Hafta

2. haftaya gelindi, ancak hala ortada bir bebek yok. Bebek olmayabilir, ama yumurtlama haftasına geldik. Olgunlaşmış bir yumurta, yumurtalık tarafından fallop tüpüne bırakıldı, burada yumurta, serviks ve rahim yoluyla 6 – 8 santimetrelik ona ulaşan hayatta kalmış en canlı ve kaliteli spermi sabırla bekler.

 

Bu döllenme yolculuğuna 75 – 900 milyon sperm ile çıkılmışken şimdi geriye binden daha azı kalmış ve serviksi geçiyor. İşte bunlar arasından da sadece bir tane en şanslı, en kaliteli, en hareketli, en olgun sperm yumurtayı dölleyecek ve gebelik gerçekleşmiş olacak.

 

3. Hafta

Çok şaşırtıcı, ancak gerçek; bebeğin cinsiyeti ve göz rengi, saç rengi, deri ve vücut tipi gibi kalıtsal genetik özelliklerinin tümü döllenme işlemiyle birlikte belirlendi. Şimdi zigot olarak adlandırılan gelişmekte olan bebeğin; 23 tane anne adayında, 23 tane de baba adayından olmak üzere 46 tane kromozomu var. Bu kromozomlar da bebeğin cinsiyetini, göz ve saç rengi gibi özelliklerini ve bir ölçüde kişiliğini ve zekasını belirlemeye yardımcı olur.

 

Döllenmeden sonra, şimdi bir embriyo olan hücre topu, fallop tüpünden yolculuğunu tamamlayacak ve implantasyon (tutunma) olarak bilinen bir süreç olan besin ve yaşam için rahim duvarına tutunacak. Eğer bebek tek değil de, çoğul gebelik söz konusuysa bu da zaten gerçekleşmiş durumda. Çift yumurta ikizleri iki ayrı yumurtanın iki farklı sperm tarafından döllenmiş ve her bebeğin kendi plasenta ve amniyotik kesesi olduğunda ortaya çıkmaktadır. Eğer döllenmiş bir yumurta ikiye ayrılır ve iki fetüs halinde gelişirse, sonuç tek yumurta ikizleri olur. Tek yumurta ikizleri bir plasentayı paylaşabilirler, ancak her bebeğin genellikle ayrı bir amniyotik kesesi de olur.

 

4. Hafta

Bu hafta embriyo ikiye ayrılıyor. Bir yarısı tüm hamilelik boyunca bebeğe alması gereken besinleri ve oksijeni sağlayan özel bir doku olan plasenta haline geliyor, diğer yarısında ise embriyonun kendisi büyümeye devam ediyor. Bebeğin beyni, omuriliği ve omurgasının nihayetinde oluşacağı nöral tüpü oluşmaya yeni başlamıştır.

 

5. Hafta

Bu hafta bebeğin ilk kalp atışları başlıyor. Henüz ne anne adayı ne de doktor henüz duyamıyor olabilir, ancak bir ilerleyen 1 – 2 hafta içinde ultrason muayenesinde duymak mümkün olacak.

 

Embriyonun üç farklı katmanı vardır. Bunlar sinir sistemi, kulaklar, gözler, iç kulak ve birçok bağ dokusunu oluşturan dış ektoderm; akciğerler, bağırsaklar ve mesane gibi iç organlara dönüşecek endoderm veya iç tabaka; ve sonunda kalp ve dolaşım sistemi için yol açacak orta tabaka olan mezoderm. Gelecek haftalarda mezoderm tabakası kemiklere, kaslara, böbreklere ve üreme organlarına dönüşecek.

 

6. Hafta

Bu haftanın sonunda bebek, haftanın başındaki haline göre üç katına çıkacak. Bebeğin kalbi şimdi düzenli bir ritim ile atıyor. Bebeğin kalp atışları hala doktorun stetoskopundan duyulacak kadar net değil, ancak önümüzdeki birkaç hafta içinde ultrason muayenesinde muhtemelen minik vücudunun ortasında minik ve titreşimli bir nokta olarak kalp görülecektir. Bu haftadan doğuma kadar bebeğin kalbi dakikada yaklaşık 150 kez atacak ki, bu da bir yetişkinin iki katı demektir. Ayrıca bu hafta bebeğin beyin yarıküreleri oluşuyor ve şimdi beyin dalgaları kaydedilebilecek durumdadır.

 

7. Hafta

Bebeğin inanılmaz farklı yüz özellikleri hızla gelişiyor. Bebeğin karanlık noktaları, gözlerinin ve burun deliklerinin olduğu bölgeler, küçük bir ağız ve kulaklar da oluşmaya başlamıştır. Artık bebeğin beynini de daha karmaşık bir şekilde büyüyor. Aslında bu hafta itibariyle bebek hareket etmeye başlamamaktadır.

 

8. Hafta

Bebeğin büyüme süreci hızla devam ediyor, hatta son iki hafta içinde dört katına çıktı. Daha da büyüdükçe, hassas yüz özellikleri daha hassas hale geldi, kulakları, üst dudağı ve burnunun ufacık ucu açıkça görülebilir bir hal aldı. Göz kapakları da bu hafta ilk kez şekillenecek ve kalbi gün geçtikçe güçleniyor.

 

9. Hafta

Bu hafta üreme organları, pankreas ve safra kesesi gibi diğer bazı hayati organlar oluşmaya başlıyor. Bu hafta bebek, bir hafta öncesine göre iki katına ulaşıyor, vücudunun yaklaşık yarısı kadar olan başı, göğsüne doğru sıkışmış durumdadır

 

10. Hafta

Bu haftaya kadar bebek, bir embriyo sınıfındaydı, ancak bu haftanın sonunda bir fetüs olacak ve birçok değişiklik de yolda bekliyor. Bu haftaya kadar bir raket benzeri veya perdeli ellerinde ve ayaklarında, şimdi parmaklar ayrılıyor, kemikler sertleşmeye başlar ve böbrekleri artık idrar üretiyordur.

 

Bebeğin beyni, her dakika yaklaşık 250.000 nöron oluşturarak şaşırtıcı bir şekilde gelişiyor. Bu embriyonik evrenin sonu aynı zamanda gelişimsel tehlikeler için de bir dönüm noktasıdır, bebek artık çok daha az hassas olduğu için güvende sayılır.

 

11. Hafta

Bebek şuanda su altında nefes alabiliyor. 10 ve 11. haftalarda bebek, akciğerlerinin büyümesine ve gelişmesine yardımcı olan küçük miktarlarda amniyotik sıvıyı yutuyor. Ayrıca bu hafta bebeğin kulakları başının kenarlarına doğru ilerliyor. Elbette bebeğin başı hala vücudunun geri kalan kısmına göre orantısız şekilde büyük, ancak rahim içinde büyümeye ve gelişmeye devam ediyordur.

 

12. Hafta

Bebeğin kasları bu aralar çoğalmaya başladıkça, esnetme ve tekme hareketleri de güçleniyor. Anne adayı elini karnına koyduğu zaman, tepki olarak bebek de harekete geçecektir. Çünkü minik bebeğin refleksleri gelişmeye başlıyor. Ancak maalesef ki henüz bu hareketlerini hissetmek için çok erken. Ayrıca bebek parmaklarını açıp kapamaya, parmaklarını kıvırmaya ve kollarını ve bacaklarını hareket ettirerek tekmelemeye başladı bile.

 

13. Hafta

Bebek hızlı bir şekilde sürekli olarak büyüyor, büyüyor, daha da büyüyor. Bebeğin yüzü her geçen gün daha fazla insan gibi görünüyor. Kulağı boynundan yukarı doğru uzandı ve gözleri başın yanlarından yüzün ön tarafına doğru hareket ettiler, şuan mavimsi ya da yeşilimsi gibi bir renge sahipler.

 

Bu haftaya kadar bebeğin başı vücudundan daha iriydi, ancak şimdi bedeni daha hızlı büyüyor. Bacaklarının hala daha fazla büyümesi gerekiyor, ancak bu hafta kollarını vücuduna orantılı olacak şekilde uzatıyor ve parmağını ağzına götürüyor. En önemlisi de şimdiye kadar bebeğin tüm temel organları ve sistemleri oluştu. Eğer bebeğin posizyonu uygun olduğu taktirde cinseyet kolaylıklala belirlenebilmekte.

 

14. Hafta

Bebeğin minik ağzının çatısı şimdi tamamen oluşuyor, sürekli olarak emme reflekslerini geliştiriyor. Bu sayede çenesinin ve yanaklarının gelişmesine katkıda bulunuyor. Eğer bebek erkekse prostat oluşuyor, bir kız bebekse yumurtalıkları pelvisine doğru ilerliyor.

 

15. Hafta

Bebeğinizin ilk ultra ince tüyleri olan Lanugo şimdi sırtını, omuzlarını, kulaklarını ve alnını kaplıyor. Bu ince tüyler bebeğin vücut ısısını korumasına yardımcı oluyor. Ancak bebeğin vücut ısısını koruyacak kadar yeterli yağı vücuduna depolayınca bu tüyler yavaş yavaş kaybolacak, muhtemelen doğumdan önce tamamen düşmüş olacaktır.

 

Bebeğin yüz ifadeleri onun en yeni numarasıdır. Şöyle ki; kaşlarını çatlatabilir, şaşırabilir, yüzünü buruşturur. Bunun için endişelenmeye gerek yok. Zira bunlar bebeğin yüz kasları esnetiyor, onun ruh halini göstermiyor.

 

16. Hafta

Bebeğin hassas iskeleti lastik bir kıkırdaktan kemiğe doğru dönüşüyor ve sertleşmeye devam ediyor. Ancak bebeğin kemikleri ta ki doğuma kadar biraz esnek kalmaya devam edecek ve bu sayede doğum kanalında daha kolay bir yolculuk yaparak çıkabilecektir.

 

Bebeğin göbek kordonu, bir damar ve iki atardamar ile tamamen olgunlaşmıştır. Kordonun kaygan olmasını sağlayan kalın bir madde var ve bu madde bebeğin etrafında serbestçe hareket edebilmesini sağlıyor.

 

17. Hafta

Sonunda bebeğin kolları, bacakları ve gövdesi başının büyüklüğüne orantılanmıştır. Bu haftaya kadar bebeğin buruşuk olan cildi, bu hafta itibariyle dolmasıyla başlar. Çünkü vücutta yağ depolanmaya başlamıştır ve ter bezleri de gelişir. Artık plasenta tam da bebek kadar büyümüştür. Plasenta atıkların uzaklaştırılması ve karbondioksitin filtrelenmesi ile birlikte vitaminler, mineraller, proteinler, yağların ve oksijenin alınmasını sağlar.

 

18. Hafta

Bebekle konuşmanın tam da zamanı geldi. Artık anne ve baba adayı bebekle konuşmaya, ona şarkılar söylemeye başlamalıdır. Bebeğin kulağındaki kemikler ve sinirler artık işe yaramaya yetecek kadar gelişmiş durumda, karındaki hırıltılı sesleri ve kalp atışları gibi her türlü sesi duyabiliyor.

 

Ancak unutulmamalıdır ki; bu dönemde ani ve yüksek sesler bebeği çok rahatsız edebilir. Bunun için şarkı söylemek, şimdi hikaye anlatmak ya da ona müzik dinletmek için çok doğru bir zamandır. Bebek elbette ki bu seslerin ne olduğunu anlayamıyor, ancak gebelik süresince dinlemeye alışkın olduğu sesleri doğduktan sonra diğer seslerden daha iyi tanıyacaktır.

 

19. Hafta

Vernix caseosa, bebeğin derisinde bulunan koruyucu tabaka cildi kaplamaya başlar. Yağlı, peynir benzeri bu beyaz kaplama, bebeğin vücut ısısını düzenlemeye yardımcı olur ve bebeğin cildini amniyotik sıvının vereceği zarardan da korur. Bebek doğduğu zaman, bu koruyucu tabakanın çoğu gitmiş olacak, doğumda bir miktar kalmış olsa da sorun değildir. Bu hafta bebeğin kalp atışı önceki haftalara göre çok daha güçlenmiştir.

 

20. Hafta

Bebek annesinin rahminde gayet mutlu ve hareketlidir. Çünkü bacakları ve kolları çok iyi gelişmiş, istediği gibi esniyor, geriliyor, tekmeliyor dokunarak yeni şeyler keşfediyor. Bebeğin saçları, tırnakları ve kaşları oluşmaya, gelişmeye devam etmektedir.

 

21. Hafta

Bebeğin artık yuttuğu amniyotik sıvı onun büyümesinin önemli bir parçası olmakta, enerjisini artıran besinleri bu şekilde emmektedir. Ancak yine de bebeğin beslenmesinin çoğunluğu hala doğrudan plasentadan geliyor.

 

22. Hafta

Bebeğin cildi artık opak olmakla birlikte; kırışık, kırmızı ve verniks tabakası içinde daha fazla yağ biriktirmeye çalışıyor. Ayrıca bu hafta, olgunlaşan beyin hücreleri ve sinir uçları sayesinde bebeğin dokunma duyusu daha hassas bir şekilde ayarlıyor. Bebek yüzünü ve vücudunun diğer yerlerini daha iyi hissederek yeni yerler keşfediyor.

 

Bu hafta bebeğin kaşları büyümeye başlıyor ve saçları kafa derisi üzerinde filizlenmeye devam ediyor.

 

23. Hafta

Bebeğin beyninde milyarlarca beyin hücresi önümüzdeki birkaç hafta boyunca gelişecektir. Bunlar bebeğin tüm hareketlerini, duyusal özelliklerini ve nefes alma gibi temel yaşam işlevlerini kontrol edecektir.

 

Ayrıca bu zaman zarfında bebeğin akciğerlerinde bazı önemli değişiklikler oluyor. Burada hava keselerinin şişmesini ve akciğerlerin tamamen genişlemesini sağlayan aktif madde üretiliyor.

 

24. Hafta

Yüksek sesler ya da karnın üzerine bir dokunuş onun uyarılmasına neden olabileceği gibi, annenin sakinleştirici sesine veya karnına masaj yapılmasıyla bile sakinleştirebilir. Ayrıca dengesini kontrol eden iç kulak da geliştiği için, bebek sonunda baş aşağı ya da yukarı doğru olup olmadığını kontrol edebilir, etrafta istediği gibi dolaşabilir.

 

25. Hafta

Bebeğin ilk bağırsak hareketi kalın bağırsakta oluşuyor. Kalın, koyu renkli kakaya mekonyum denir ve genellikle doğduktan kısa bir süre sonra dışarı atılır. Bazen bebekler bu dışkıyı doğmadan önce çıkarırlar. Bunun da doğumdan sonra akciğerlerden temizlenmesi için emilmesi gerekir.

 

26. Hafta

Bebek artık düzenli olarak bir uyku – uyanıklık alışkanlığı edinmiştir. Bazen çok aktif bir şekilde tekme ya da yumruklar atar ve bunun dışındaki zamanlarda hareketsizdir. Çünkü uyku saati gelmiştir.

 

27. Hafta

Bebek parmağını emiyor, hıçkırıyor. Bebeğin hıçkırıkları diyaframının istemsiz hareketleri tarafından tetikleniyor. Yetişkinlerde bunu, ses tellerinin hızlıca kapanması takip eder. Fakat bebeğin diyaframı hava yerine sıvı ile doluysa, cenin hıçkırık sesini çıkarmaz. Bunun yerine anne adayının göbeğini zıplatır.

 

28. Hafta

Şimdiye kadar bebeğin göz kapakları kapalıydı, ancak bu hafta gözlerini açmaya ve kapatmaya başlayacak, hatta göz kırpacaktır. Bebeğin göz bebeklerinde pigmentler etkili olsa da, göz bebeklerinin rengine bakılsa bile bu renk değişecektir. Zira bebeklerin gözleri 6 ay ile 1 yaşına kadar değişebilir.

 

29. Hafta

Bebek her dakika, her gün, her hafta güçleniyor. Bu hafta da tekme, vuruş ve taklalar daha sık ve daha zorlu bir şekilde gerçekleşir. Bu dönemde anne zaman zaman karnında güçlü bir ayak ya da yumruk hissedebilir. Bu zaman süreçte bebeğin beyninin zeka ve kişilik ile ilişkili kısmı çok daha karmaşık bir şekilde gelişiyordur. Bebeğin damak tadı da gelişiyor. Bu sebeple de farklı yiyeceklere, seslere ve ışıklara nasıl tepki verdiğine dikkat ederek bebeği daha iyi tanımak mümkün olabilir.

 

30. Hafta

Bu süreçte anne adayı her hafta yaklaşık yarım kilo kadar alır. Tüm bunlar bebeğin daha tombullaşması, ağırlaşması, tombul yanaklarını doldurması için önemlidir. Artık bebeğin tüm temel vücut sistemleri yerinde ve çalışır durumdadır. Ancak organlarını korumak ve dış etkenlerden korumak için daha fazla yağ depolamaya ihtiyaç duyuyor. Onun şu anki yağ dokusu da doğumdan sonra vücut ısısının düzenlemesine ve ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlamasına yardımcı olacaktır.

 

31. Hafta

Bebeğin bu haftalarda boyunun uzaması yavaşlarken, kilo alışı hızlanmıştır. Artık çok sık hareket etmek için fazla büyümüşken, daha çok cenin pozisyonunda kalır. Bebek erkekse testisleri kasık boyunca skrotuma doğru ilerliyor, kızsa, klitorisi zaten nispeten oluşmuş durumdadır.

 

32. Hafta

Bu haftalarda anne adayının sanki her an doğuracakmış gibi hissetmesi normaldir. Ancak normal şartlar altında doğum için henüz erken, ancak bebek bu hafta doğarsa da hayatta kalma ve sağlıklı bir şekilde yaşamına devam etme şansı çok yüksektir. Yani bu haftaya kadar sağlıklı bir şekilde gelişen, büyüyen bir bebek için artık hayati tehlike azalmıştır. Çünkü bu zamana kadar bebeğin tüm temel organları gelişmiş ve aslında tamamen olgunlaşmak üzeredir.

 

Sadece akciğeri gelişmek için biraz daha fazla zamana ihtiyaç duymaktadır. Bu bakımdan aslında bebek, anne rahminde ne kadar uzun kalırsa o kadar iyidir.

 

33. Hafta

Bu günlerde bebek çok fazla hareket etmese de, daha seyrek olarak yaptığı hareketler de gayet sert ve nettir. Anne adayının kaburgalarına doğru öyle güçlü bir tekme ya da dirsek atar ki, gerçekten can acıtıcı olabilir. Bebek hızla büyüyor ve rahimdeki alan tükeniyor. Dolayısıyla da bu aralar bebek daha az aktif hale gelir.

 

Bununla birlikte bebeğin hareketleri anne adayının günlük rutininizden etkilenmekte, ne kadar yediği, hangi pozisyonda olduğu ve dışarıdan hangi seslerin geldiği de bebeğin aktivite düzeyini etkileyebilir.

 

34. Hafta

Bebek birkaç hafta içinde dünyaya gelmeye hazırlanıyor. Bu hafta içinde koruyucu vernix tabakası, kalınlaşmaya başlıyor ve doğum anında onun düzgün ve nemli kalmasını sağlıyor. Bebeğin, özellikle kollarının altındaki katlarda, kulaklarının arkasında ve kasık bölgesinde bu tabaka yoğun olarak bulunuyor.

 

35. Hafta

Bu hafta bebek başını serviks ve vajinaya doğru aşağı bakacak şekilde yerleştirmelidir. Tüm bebeklerin yaklaşık % 97’si bu haftalarda doğum pozisyonunu alır. Diğerleri de başı yukarıda olup ters şekilde doğum kanalına girmiştir.

 

36. Hafta

Bebek bu hafta yapabileceği kadar fazla yağı biriktirmek için çok çalışıyor ve bu yağ tabakası onun yüzünün de yuvarlağımsı olmasını sağlıyor. Bebeğin toplam ağırlığının yaklaşık % 15’i olan bu yağ birikmesi vücut ısısını korumasına ve ona bir enerji deposu sağlamaya yardımcı olacaktır. Oldukça güçlü olan emme kasları da artık gelişimini tamamladı ve ilk gerçek beslenmeye hazır.

  

37. Hafta

Göbek kordonu ile bebeğe doğum hazırlığında antikorları geçmeye başlar. Bu antikorları stoklayarak, bebek rahim dışında karşılaşacağı hastalık ve mikroplara karşı daha iyi hazırlanacaktır. Bebeğin duyuları da kendi gelişen yeteneklerini iyileştirmek için daha fazla zaman alır.

 

Bebek artık annesinin ve sık duyduğu diğer kişilerin seslerini duyabilir ve tanıyabilir. Dolayısıyla da doğduktan sonra bu sesleri duyduğunda kafasını o sesin yönüne çevirecektir. Bebeğin gözleri de her geçen gün gelişiyor, parmakları daha koordineli hale geliyor, parmaklarıyla yüzünü ve ayak parmaklarını kavrayabilir. Artık bebek heran doğmaya hazırdır.

 

38. Hafta

Bebek artık son birkaç haftasını annesinin rahminde rahat bir şekilde geçiriyor. Ancak bebek bu hafta doğsa tam zamanında doğmuş bir bebek olarak kabul edilir. Bebeğin beyni, solunum, sindirim ve dolaşım sistemleri çok doğru şekilde işlemektedir.

 

39. Hafta

Artık bebeğin ağırlığı 3 – 3 buçuk kilogram arasındadır. Boyu ise 48 – 52 santimetre arasındadır. Bebek doğduktan sonra rahatlıkla yaşayabilmesi için vücudunda yeteri kadar yağ biriktirmiştir, ancak bebeğin hastalıkları yok etmeye yönelik besin ve antikorlar sağlamaya devam ediyor. Bu hafta bebeğin vücudu doğum için doğru pozisyonu almıştır.

 

40. Hafta

Ortalama gebelik süresi artık doldu. Henüz doğum belirtileri yoksa kadın doğum doktorunuza baş vurarak bir plan yapma zamanı geldi. Muhtemelen aşağıdan bir muayene ile rahim ağzınızın durumuna bakılıp doğum şekline karar verilecektir. Bu süreden sonra bazı riskler yavaş yavaş artmaya başlar. Fetal iylik hali testleri (NST, biofizik skorlama) ile bebeğin iylik halinin yakından izlenmesi gerekir.

 

41. Hafta

Artık doğum zamanı geçmeye başladı. Birçok merkez gebeliğin bu süreyi aşmasını pek istemez. Sizle doğum indüksiyonu teknikleri (suni sancı) tartışılacaktır.

 

42. Hafta

Bu haftaya gebeliklerin çok az bir kısmı gelir. Hamilelikte 42. haftadan itibaren gebelik miyad geçmesi olarak adlandırılır. Gebeliğin mutlaka doğum ile sonlandırılması gereklidir.